Pusu’ ya düştük

Emniyet Teşkilatı’nda çalıştığı dönemlerde yaşadığı zorlukları ve kutsal mesleği için verdiği mücadeleyi anlattığı ‘Pusu’ isimli kitabıyla ödüle layık görülen Emekli Polis Memuru ve Araştırmacı-Yazar Salih Yazıcı, serüvenini anlattı. Okuyucuların kendini kaptırarak bir çırpıda bitirdiği  Pusu’yu “Kitabımı gözyaşı dökerek yazmaya başladım” dedi.

Popülist kültürün dışında gözden kaçan değerli kalemleri taçlandırmak ve onları edebiyatseverlerle buluşturmak amacıyla Book Culture Art Times’ın 03 Eylül 2022 ‘de İstanbul’da düzenlediği ödül töreninde ‘Pusu’ adlı kitabı, otobiyografi dalında Altın Kalem Ödülü’ne layık görülen Araştırmacı-Yazar Salih Yazıcı ile çok değerli bir röportaja imza attık. Alanya’da yaşayan Yazıcı, okuyucuları tarafından beğeni yağmuruna tutulan Pusu isimli kitabı vasıtasıyla insanların kendilerinde keşfedilmemiş şeyleri aradığına değindi.

-“ PUSU” ya düştük (1)

BAŞINA ÖRÜLEN ÇORAPLAR

Özlem Kaygusuz: Merhabalar. Röportajımıza konuk olduğunuz için çok teşekkür ederiz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Salih Yazıcı: Öncelikle beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim.  Ben; 09 Şubat 1971 tarihinde, üç çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak Çayeli Devlet Hastanesi’nde doğdum. İlköğrenimimi 1982 yılında Ardeşen ilçesine bağlı Seslikaya Köyü’nün Yavuz Mahallesi’nde, yani köyümdeki yaş çay alım yerinin üstünde inşa edilmiş ilkokulda; orta ve lise öğrenimimi ise, 1990 yılında Samsun’un Lâdik ilçesinde bulunan Akpınar Öğretmen Lisesi’nde tamamladım.

EMNİYET MÜDÜRLÜKLERİNDE GÖREV YAPTI

08 Haziran 1990 tarihli lise diplomasını aldıktan sonra polis okullarına alınacak adayların belirlenmesi amacıyla yapılan yazılı sınavda 100 üzerinden 86 puan alarak Diyarbakır Polis Okulu’na gitmeye hak kazandım. Bu okulda 15 Haziran 1992 ile 15 Haziran 1993 tarihleri arasında verilen bir yıllık mesleki temel eğitimden sonra da 06 Temmuz 1993 tarihinde Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atanarak resmen Emniyet Teşkilatı’nda çalışmaya başladım. 21 Mayıs 1996 ile 21 Kasım 1997 tarihleri arasında 18 aylık askerlik hizmetini yaptıktan sonra da 15 Aralık 1997 tarihinde aynı teşkilatta işbaşı yaptım. 2005 yılında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi/Polis Meslek Eğitimi’ni, dikey geçiş yaparak 2008 yılında da aynı üniversitenin İktisat Fakültesi/İktisat bölümünü bitirdim. Başıma bir çorap örülüp, İçişleri Bakanlığı’nın 08 Ağustos 2008 tarihli onayıyla malulen emekliye sevk edilene ve en son görev yaptığım İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü kadrosundan 19 Ağustos 2008 tarihinde resmen ilişiğim kesilene kadar bu teşkilatta çalıştım.

-“ PUSU” ya düştük (3)

26 KEZ DİSİPLİN SORUŞTURMASI KARARI ALINDI

18 aylık askerlik hizmeti çıkarıldıktan sonra kalan 13 yıl 7 ay 13 günlük fiili hizmet dönemimde; 5 vilayet, 27 birim ve bu birimlerin 6 ayrı noktasında ve 8 ayrı ekibinde görev yaptım. Ayrıca, idari yargı kararları nedeniyle bu 5 vilayetten ikisine, üç kez gidiş-dönüş tayini yapıldı. Bütün bu tayin işlemleri nedeniyle 8 kez evimi taşımak zorunda kaldım. Tayin işlemlerinin 2’si dava konusu edildi ve 2’si de idari yargı kararıyla iptal edildi. 21 Şubat 1994 ile 11 Mart 1994 tarihleri arasında “Polis Bilgisayar Ağı” projesi çerçevesinde verilen 3 haftalık Sistem İşletimi ve İletişim (İşletmen) kursu ve 11 Haziran 2001 ile 22 Haziran 2001 tarihleri arasında verilen 2 haftalık Çocuk Polisi Hizmetiçi Eğitimi’nden sonra sadece 2 yıl 2 ay 27 günlük, yani %16,4’lük kısmında branşla ilgili veya kursla ilgili birimde görevlendirme yapıldı. Yine bu fiili hizmet dönemimde, hakkımda 26 kez disiplin soruşturması açıldı. Bu soruşturmaların 22’siyle ilgili sicil amirlerimce ya da disiplin kurullarınca bana çeşitli disiplin cezaları verildi. Aynı disiplin kurullarınca bana meslekten çıkarma cezasının bir derece aşağı olan 24 ay kademe ilerlemesinin durdurulması gibi çok ağır disiplin cezaları da verildi. Parça parça olmak üzere, toplam 110 ay kademe ilerlemesinin durdurulması cezası uygulandı. Ayrıca, 2002 yılına ait sicil notum, sicil amirlerimce olumsuz verildi ve ilgili yasa gereğince 12 ay daha kademe ilerlemesi durduruldu. Yani toplamda 122 aylık bir ceza söz konusu idi. Bu işlemler de dava konusu edildi ve 76 aylık kısmı idari yargı kararıyla iptal edildi.

-“ PUSU” ya düştük (4)

BİLİMSEL ARAŞTIRMALARI UZUN YILLAR SÜRDÜ

Uzun yıllara dayanan iki ayrı bilimsel araştırmam mevcuttur. Bu araştırmaların birincisi, bu kitapta kısmen bulunmaktadır. 15 Aralık 1997 tarihinden itibaren idari mercilere yapılan bireysel başvuruların sonuçlarına dayanarak “Türkiye’de Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik” başlıklı yazılan makale/monografi; idari mercilere başvuran bireylerin ne kadar tatmin edici sonuç alabileceklerini anlamaya yönelik olup, bu konuda yüzlerce çelişkili örneklem elde edilmiştir. Ucu açık, ancak somutlaşan bu araştırmanın bulgular/istatistikler kısmı her yıl güncellenerek, ilgili uluslararası kurum ve kuruluşlar ile bilimsel yayım yapan bazı dergilere ve üniversitelere gönderilmektedir.

Ö.K: Kaç yıldır yazarlık yapıyorsunuz? Yazmaya nasıl başladınız?

S.Y: Kitabımı, 09 Eylül 2002 Pazartesi günü gözyaşı dökerek kaleme almaya ve yazmaya başladım. Hayatımın, sıradan bir hayat olmadığının farkındaydım. Emniyet Teşkilatı’nda çalıştığım dönemde yaşadığım sıkıntıları, idarecilerin sonu gelmeyen mobbing uygulamalarını, kanuna bağlılığımın başıma getirdiklerini, kutsal mesleğim için verdiğim mücadeleyi yazmam gerektiğini düşündüm. Başıma geleceklerini biliyormuş gibi de, bu tarihten önce notlarımı alıyor, geriye dönük bilgi ve belgeleri topluyordum.

IMG_20220808_172839

8 YIL BEKLEDİ

Kitap yazılırken Excel dosyalarında bulunan tablolar ve grafikler hariç, Word dosyalarında bulunan yüz binlerce sözcükten ve de klasörler dolusu fiziki belgeden yararlanıldı. Ayrıca, seçtiğim bazı dilekçeler ve alıntı yapılan bazı belgeler de dâhil olmak üzere bu kitapta toplam 383 gerçek kişinin adı geçiyor.Kitabım aslında 2013 yılında bitmişti. Dosyayı herhangi bir yayınevine göndermedim, bekledim. Sonunda 2021 yılında bir yayınevi ile anlaştım ve ilk baskısı yapıldı. İlk baskıda, gerçek ismim yerine mahlas kullanıldı. İlk baskıdan bir yıl sonra yayınevini değiştirdim ve yeni yayıncı, kitapta gerçek ismim yazılırsa daha iyi olacağını söyledi. Ben de kabul ettim.

‘KİTABIM BENİM TEK ŞAHİDİMDİR’

Ö.K: Size yazılarınızda ilham veren şeyler nelerdir?

S.Y: ‘İlhamdan çok zaruret’ desem daha doğru olur. Acılarımı bir nebze olsun dindirmek ve tarihe not düşmek için yazdım. Kitabım, benim tek şahidimdir. Bu toplumdan bana “Emniyet Teşkilatı” örneklemi düştü, ben de bu örneklemi ayrıntılı bir şekilde yazdım.

‘BELGESE NİTELİĞİNDE BİR ESER BIRAKMAK İSTİYORUM’

Ö.K: Kimlerden ya da nelerden etkilenerek yazıyorsunuz, amacınız nedir?

S:Y: Birinden etkilendiğim söylenemez. Yazar, kendinden söz ederken nesnel olması zor olduğundan otobiyografi ya da öz yaşam öyküsü yazması oldukça güçtür; ama aynı zamanda iyi bir belgeseldir. İkinci kitabımın dosyası da hazır; ama herhangi bir yayınevine göndermedim. Amacım; sesimi duyurmak, bu dünyaya belgesel niteliğinde bir eser bırakmaktır.

‘ALANYA’YI SEVDİM’

Ö.K: Alanya’ya gelişiniz nasıl oldu? Kaç yıldır Alanya’dasınız?

S.Y: Erkek kardeşimim işi nedeniyle ara sıra Alanya’ya geliyordum. Alanya’ya geliş ve gidişlerim kitabımda da yazıyor. Alanya’yı sevdim. Özellikle havasını. Emekli olduktan sonra memlekete taşındım ise de, oraya alışamadım. Alanya’ya taşınmaya karar verdim. On üç (13) yıldır Alanya’da yaşıyorum.

ARAŞTIRMA AŞKI İLE DOLU BİR YAZAR

Ö.K: Hobileriniz var mı? Varsa nelerdir?

S.Y: Bol bol müzik dinlerim. ‘Televizyon seyretmem’ desem yeridir. Covıd-19 pandemisi yaşandığı dönemde çok sayıda biyografik film izledim. Yaşanmış hikâyelerden uyarlanan filmleri severim. Yeni ve nitelikli bilgileri öğrenmeyi severim. İlgimi çeken konularda araştırma yapmayı severim. Üşenmem.

IMG_20230512_001158

Ö.K: Altın Kalem Ödülü’ne layık görüldüğünüzü biliyoruz. Bu konuyla ilgili olarak detaylıca bahsetmek ister misiniz? Ödül alan eserinizden bahseder misiniz?

S.Y: Evet, popülist kültürün dışında gözden kaçan değerli kalemleri taçlandırmak ve onları edebiyatseverlerle buluşturmak amacıyla Book Culture Art Times’in geçen yıl, yani 03 Eylül 2022 Cumartesi günü İstanbul’da düzenlediği ödül töreninde ‘Pusu’ adlı kitabım otobiyografi dalında Altın Kalem Ödülü’ne layık görüldü. Bu yıl da Altın Yazar Ödülü’ne layık görüldüğüm bildirildi, ancak 20 Mayıs 2023 Cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen törene gidilmedi.

‘AMİRLERİNE KÖK SÖKTÜRÜYOR’

Ö.K: Okuyucu gözünden kendinizi nasıl görüyorsunuz?

S.Y: Hakkını sonuna kadar arayan, haksızlık karşısında susmayan, dik duran, hukuku ve mevzuatı esas alan, amirlerine kök söktüren… Bu ve buna benzer okur yorumları yapıldı.

‘BAŞKALARININ HATALARINDAN DERS ALIN’

Ö.K: Kitapları sevdirmek adına bu röportajımızı okuyanlar için herhangi bir tavsiyede bulunur musunuz?

S.Y: Bana göre en zor soru bu! Kitaplar genellikle nitelikli bilgi içerir. Herkesin beyin lopu farklıdır. Algısı farklıdır. Dolayısıyla merak ettikleri, ilgi alanlarına giren kitapları okumalarını tavsiye ederim. Okumuş olmak için değil de, anlamak için okumalarını tavsiye ederim. Lev Nikolayeviç Tolstoy’a atfen bir özlü söz gördüm: “Başkalarının hatalarından ders alın. İnsan, bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor.” Bu söz bence her şeyi özetliyor.

‘AKICILIĞI HEPSİNDEN FAZLA’

Ö.K: Eserlerinizi okuyanlardan nasıl dönütler alıyorsunuz?

S.Y: Bu soruyu sorduğunuz iyi oldu. Cumhurbaşkanı ve başbakan dâhil olmak üzere ‘Pusu’ adlı kitabımda toplam 383 gerçek kişinin adı geçiyor. 11 Mayıs 2023 Perşembe günü kitabımı bir günde okuyan okurum olduğunu öğrendim. 593 sayfalık bir kitap (124 bin sözcük) bir günde nasıl okunur, aklım almıyor doğrusu. İlk baskıda kitabımı okuyan bir kuzenim; “Kitabın yazarını tanıyor olmamdan mı, yoksa anlatılan yerleri biliyor olmamdan mı, bilmiyorum; ama kitabı iki buçuk günde okudum,” demişti. Kitabımla ilgili dönütlerden ben 3A sonucunu çıkarmıştım: Akıcı, Ayrıntılı, Anlaşılır. Ama anladım ki, akıcılığı hepsinden fazla!

‘BANA TAKINTILI BİR EDİTÖR GEREK’

İlk yayınevinin kurucu ortağı ve aynı zamanda baş editörüne telefonda, “Bana takıntılı bir editör gerek” dediğimde, neden takıntılı bir editör istediğimi sormuştu. “Çünkü onlar yaptığı işi çek eder. Kontrol eder. Bu tipler, kapıyı iki kez kontrol eder, ocağın altını iki kez kontrol eder,” demiştim. Ayrıca, kitabı altı yaşındaki bir çocuğun anlayacağı şekilde yazdığımı, kasmaya gerek olmadığını, edebiyat parçalamaya gerek olmadığını söylemiştim…

HATALARININ BULUNMASINI İSTEDİ

Yazar; ne kadar emek verirse, eserin üzerinde ne kadar durursa, okurun işi o kadar kolaylaşır. Ben buna inanıyorum. Nitekim son baskısı yapılan kitabımda ‘çelişki’ bulana 1.000 TL, ‘yazım ve imla hatası’ bulana 500 TL para ödülü verileceği duyuruluş, ‘yazım hatası’ bulan öğrenci bir okuruma 500 TL para ödülü verilmiştir.

-“ PUSU” ya düştük (1)

‘İNSANLAR KENDİSİNDE KEŞFEDİLMEMİŞ BİR ŞEYLER BULMAK İSTİYOR’

Ö.K: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?

S.Y: “Tarih yazamıyorsan, kendini yaz azizim,” derim. Kişisel gelişim kitapları oldukça popüler. Neden bu kadar popüler olduğunu anlamak için bazen kitapçıya girip arka kapak yazılarını okuyorum. Konusunu anlamaya çalışıyorum. İnsanlar bu kitaplarda, “Hah o benim. Aslında ben atomu parçalayabilecek çap ve kapasitedeyim. Beni bulup keşfedin,” dedirtecek bir şeyler arıyor. Kendisinde keşfedilmemiş bir şeyler bulmak istiyor. Bir kitapla hayatının değişmesini, zenginleşmesini, güzelleşmesini istiyor. Emek vermeden, küçük bir bedel ödeyerek büyük imkânlar, büyük fırsatlar elde etmek istiyor. Yok böyle bir şey! Bu kitaplar oldukça ‘popüler’ derken, aslında popülist kültürün birer parçası. Kimsenin eserini küçümseme niyetinde değilim. Ancak, bunların fal, büyü, rüya tabirleri vs. kitaplarından bir farkı olmadığını, tamamen ticari amaç güdülerek yazılmış kitaplar olduğunu düşünenlerdenim. Teorik bilgilerin, pratikte uygulanabilirliği varsa kıymetlidir. Gerisi boştur. Doğru tespitler yapmak veya doğruları söylemek, onları yapabilecek çap ve kapasitede olduğunu göstermez. Beni davet ettiğiniz için bir kez daha teşekkür ederim. Umarım bu röportaj okurunuzun ilgisini çeker.

Önceki İçerikTeknik Direktör Tekke, basına konuştu
Sonraki İçerikGenç MÜSİAD tropikal üretimi tanıttı