Büyükşehir Belediyesi’nin fetih kutlamaları kapsamında Antalyalılarla buluşturduğu Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya ilgi AKM’ye sığmadı. Salon dolup taşarken, yüzlerce vatandaş dışarıda kurulan ekranlardan konferansı izledi. Ortaylı, izleyenleri Antalya’nın antik çağlardan Selçukluya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e tarih yolculuğuna çıkardı.
Antalya’nın fethinin 811’inci yıldönümü kutlamaları, ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı konferansı ile son buldu. Antalya Kültür Merkezi’nde (AKM) konferansı takip etmeye gelen Antalyalılar salonlara sığmadı. Salon kapasitesi aşılınca Büyükşehir Belediyesi tarafından Perge Salonu ve AKM önüne sinevizyon kurularak konferans canlı olarak yayınlandı. Fetih Konferansı’na Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Antalya Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Garnizon Komutanı Piyade Albay Tahir Savran, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Cengiz Yıldız, İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, Milli Eğitim Müdürü Yüksel Arslan, Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Acar ve binlerce Antalyalı katıldı.
“Selçuklu öncesine itibar edilmeli”
Prof. Dr. İlber Ortaylı, konferansında Antalya tarihinde kısa bir yolculuğa çıkardı. Selçuklu öncesi döneme tarih araştırmacılarının itibar etmediğini ifade eden Prof. Dr. Ortaylı, “Antalya, Türk arkeoloji uzmanlarının çalıştığı ilk bölge. Antalya, milattan önce üçüncü asrın sonundan itibaren kurulup gelişen bir şehirdir. Burada yerleşim var fakat şu haliyle Antalya taşıdığı isim zaten Kral Attalos’un ismi, Helenistik devrin geliştirdiği bir şehir. Bu coğrafya bakımından çok önemlidir. Türkiye’de şöyle bir eğilim vardır. Türkiye tarihini inceleyenler Selçuklu öncesine pek itibar etmezler. Hâlbuki onun üzerine oturuyorsunuz. Oradaki değişkenler oradaki sevk problemleri sizi de tayin ediyor. Osmanlı imparatorluğunun ve Selçuklu devletinin eyaletlerinin hepsi eski Roma eyaletleridir” diye konuştu.
“Antalya’yı kuşatmak kolay, almak zor”
Antalya’nın şehir yapısını ele alan Prof. Dr. İlber Ortaylı şu bilgileri verdi; “Antalya’nın yapısı içerisinde, şehri denizden abluka altına alabilirsiniz ama tepelere hükmedemediğiniz için başarıya ulaşmak fevkalade zordur. Nitekim Antalya da tarihi boyunca böyle yaşamıştır. Roma burayı denizden ablukaya aldı ama çok uzun bir zaman sahildeki korsanları hükümranlık altına alamadı. Alamaz çünkü tepeler onların değildi. Baktılar ki tepelerdeki insanlar buraya hükmediyor, sahillerde mücadeleye girdiler Roma da sahillerde hâkim olabildi. Bu ortaçağlarda da böyledir.”
“Dünya Türkiye’yi kolay hazmedemez”
Türklerin Anadolu’nun son ve geç fatihleri olduğunu ifade eden İlber Ortaylı, Türkiye’nin oluşumunu çok geç tamamladığını belirtti. Ortaylı şunları anlattı: “12. Asırda dünyanın etnik yeni yerleşim ve değişim coğrafyası oturmuştur. Örneğin Fransa artık 6. asırda Fransız olmuştur. Dili yaşamıştır ancak Eski Roma devleti kaybolmuştur. Doğu Avrupa’daki devletler bile 8’inci- 9’uncu asırda oluşumunu tamamlamıştır. Düşünün ki Türkiye 12’nci asırda oluşumunu tamamlıyor. Girdiğimiz sahada bir takım barbar kavimler, göçebeler yaşamıyor. Oturmuş eski medeniyetler, halklar, diller, kiliseler var. Türkiye’nin etnogenetik yapısının değişimini dünya henüz kolay hazmedemez. Bunu size bir slogan olarak değil soğukkanlı olarak bakarsanız olayı anlamanız için söylüyorum. Nitekim İslam dünyası bile bir parçacık tarih öğrenip uyanmaya başladığı zaman orada 7 asır oturan Endülüs medeniyetinin İspanyollar tarafından silinmesini ve itilmesini hazmedememeye başladı.”
“Antalya hep yoğun göç alıyordu”
Antalya’nın yoğun bir göç aldığını ve kültürel açıdan burada bir dengesizlik olduğunu da ifade eden Prof. Dr. İlber Ortaylı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu 1960-70’den sonra değil hep böyledir. Bir tarafta göçebeliğin hakim unsurları Korkuteli, Elmalı’da, bir tarafta tamamen yeni yerleşim Side, Pamfilya, Antalya’da, bir tarafta kırsal kesimin kendine has rehaveti. Bir tarafta ticari bir atılımın hırsı bir arada bulunmaktadır. Aşırı nüfus artışı memleketin bünyesini zorlamaktadır. Bugün 70 bin kişilik bir üniversite var ve bu üniversitenin Tıp Fakültesi derhal kendini gösterdi. Çünkü Türkiye iki asırdır tıp devrimi yapan bir ülke. Yani askerliğin çok önemli bir parçası olduğundan ilk atılım tıp ve mühendisliktir. Çünkü onunla harp ediyorsun. Bu üniversite, kendini çok iyi gösteren bir tıp fakültesine sahip oldu. Ama aynı şeyi öbürleri için söylemek çok zor.”
Konferansın sonunda Antalya Valisi Münir Karaloğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya hediye takdiminde bulundu.